Çocuklar neden ilgi çekmeye çalışırlar?
Çocuk dünyada var olduğu andan itibaren çevresinin gerçekleştirmesini arzuladığı beklentilerle büyümeye devam eder. Bedensel gereksinimlerinin doyurulması ilk basamakta yer almaktadır. Daha sonrasında devam eden beklenti; bu bedensel ihtiyaçlarının yaşadığı müddetçe karşılanabileceği hissini duyabilmek ve bunun sağlanmasıdır. Böylelikle daha da büyüyen çocuğun çevresinde insanların önemini kavraması ve onlarla ilişkiler kurması dolayısıyla kendini başta ailede sonra ise toplumun diğer kısımlarında var etme çabası artmaktadır. Ancak ilgi çekmek ve ilgilenilmek bireyin hiçbir zaman reddetmeyeceği ve sonlandırmayacağı bir talebidir. Dikkat çekmek basit ama önemli bir yaşama metodudur. Çocuğun ebeveyninden herhangi bir davranışına ilgi göstermesini beklemesi bir ihtiyaçtır. Çocukların birey olmaya başladığı sürecin başlangıcından itibaren anne ve baba ile olan birlikteliğinde eskisi gibi olmayan; anne ve babaya farklı gelen bazı durumlar gözlenmeye başlanır. Çocuk artık kendi isteklerini ifade edebilmekte ve eskisi kadar ‘bağımlı’ olmamakta kararlıdır. Anne ve babasından daha farklı ve tek başına yapabildikleri karşısında çevrenin bu tür durumlara takdirini almasıyla özgüveni pekişir ve bunlar kalıcı hale gelmeye başlar. Artık anne ve babadan bağımsız bir birey olarak görülebilir. Bu durum, anne ve baba tarafından fark edilmesi ve buna uygun hareket edilmesi gereken ve çok küçük yaşlarda başlayan bir durumdur. Bütün bu ‘bağımsız’ haller, çocukların ilgi çekmeye olan yatkınlığını azaltmaz. Çocuk varlığını ispatlayabilmek ve bunun fark edilmesini kolaylaştırabilmek için dikkati kendi üzerine çekmeye çalışır. Ancak burada da önemli olan; çocuğun dikkat çekme malzemesinin olumlu ya da olumsuz olması ve beraberinde anne ve babanın bu malzemenin oluşmasına ve ilgi çekme sonucu oluşan durumun kalıcılığına olan katkısıdır. Çocuğun çevresindekilerin ilgisini çekmeye çalışması; onlardan bir beklentisinin var olduğunu gösterir. Bu durum dikkat çekilmek istenen ihtiyacın yeterince veya hiç fark edilmediğini ve karşılanmadığını gösterebilmekle beraber aşırı bir şekilde karşılandığını da bize gösterebilir. Bunları ayırt edebilmek ancak çevreden yapılan gözlem ve anne babanın farkındalığı ile ortaya çıkabilir. Çocuklar her zaman yaşlarından beklenen olgunlukta ilgi çekme metotları kullanmayabilirler. Kimi zaman çocuklarının yaptıklarına ve isteklerine çok şaşıran ancak bunun tek nedenini çocuğun ‘yaşına göre normal olmayan istekleri’ olduğunu belirten anne babalar görebiliriz. Bazı durumlar onlar için ‘sınırsız istekler’ haline gelebilmektedir. Ancak burada çocuğun o tipte bir davranışına önceden zemin hazırlayan çevresel etkenleri; başta anne ve baba tutumlarını ele almak gerekmektedir.
Sevgi için mi ilgi çekmeye çalışırlar?
İlgi görmek beraberinde sevildiğimizi de bize hissettirebilir. Bazen birilerinin bizi fark etmemesi sıkıntı yaratabilmekte ve o ortamdan ya da kişiden uzaklaşmamızı sağlayabilmektedir. Bazen de sevildiğimizi sadece bu yolla anlamak isteriz. Durumdan duruma değişen bu anlayışlar ilgilenilmeyi nasıl anladığımızla alakalıdır. Çocuklar için de bu durum benzerdir. İlgilendiğimizde mutlu olabilmektedirler. Ancak sevginin ifadesini sadece bir durum olduğunda ilgilenmekle eşleştirmek çocuk için olumsuz olabilmektedir. Karşılıksız şekilde de sevildiğini, sevildiğini hissetmek için sürekli dikkat çekmesinin gerekli olmadığını fark eden çocuk durumu ayrıştırabilir. Beraberinde her dikkat çekici durumda aşırı bir onaylama ve sevgi gösterisi yapan çevrede büyüyen çocuk; dikkat çeken bir durum yaratamadığında sevgisiz kalmaktan korkabilir. Öyleyse bu duyguyu çocuğa hissettiren kişiler olarak anne ve babaların, sevgilerini farklı zamanlarda sözel ya da davranışla ifade ederek; sadece bunun ifadesini durumlara koşullamamaları, çocukların sevildiklerini bilmeleri yönünde daha anlamlıdır. Ancak çocuğun yaptığı olumlu bir durumdan dolayı takdir almaya ihtiyacı vardır. Bu gibi durumları da atlamadan onu cesaretlendirmek ve edinilen durumun kalıcılığını sağlamak da önemlidir. Unutulmamalıdır ki; her tür ilgi hiç ilgilenilmemeye tercih edilir; bu durumda ailenin tutumu önem taşımaktadır. Ancak bunu sadece sevginin ifadesi olarak görmemek ve sadece buna bağlamamak gereklidir.
Böyle bir durumda anne-babaların ilgi göstermesi çocuklarını şımartmaları doğru mudur?
Anne babalar; çocuklarının beklentileri ve kendi beklentileri arasında kalarak bir aile olmaya çalışırlar. Burada temel aldıkları iki nokta; çocuklarının sevgisiz büyümeleri ile ilgili endişe ya da çocuklarının şu an ‘şımarık’ olması ancak ileride de bu tip bir karaktere sahip olabileceğine dair endişedir. Bu her iki durum da anne ve babanın veyahut çocuğu yetiştiren kişinin farkında olarak ya da olmadan çocuğuyla olan ilişkisini ve çocuğun karakterini etkiler. Çocuğu ile sadece ilgi çekmeye çalıştığı zamanlarda ilgilenen anne ve babanın bu durumu değiştirmemesi; çocuğun bu yolla kendini var edebilmesine ve ihtiyaçlarını bu şekilde karşılatabilmesine neden olur. Karşılıksız olarak elde ettiği olumlu ilgiyi kazanamayan çocuk; sürekli dikkat çekebilmesi gereken davranışlar sergiler. Bu çocuk için yorucu ve yaralayıcı bir süreçtir. Ailenin bu tip bir tutumda olduğunu fark etmesi ve ilgili olmayı daha yaygın,genel hale getirmesi gereklidir. Çocuğun yanlış bir davranışına ilgi göstermek ve bunu sürekli hale getirmek ise; çocuğun kendisinin bu tip bir davranışı ile ortaya çıkabildiğini fark etmesine ve dolayısıyla ihtiyacını bu şekilde karşılamasına neden olacaktır. Böylece çocuk aynı ilgiyi elde edebildiği sürece bu durumu ortaya çıkartmak için daha da cesaretlenecektir. Diğer bir yandan, çocuğun sevgi ihtiyacının hiçbir zaman tam doyurulmadığına yönelik endişe, çocukların ‘ilgilenilme’ konusunda sorun yaşamalarına neden olacaktır. Anne ve babaların, çocuklarının her ortamda ve her zaman sevgi ile büyümelerini istemeleri normaldir. Ancak bu durum çocuğun her zaman sevginin en fazlasını alması gerektiği ve bu ihtiyacın sürekli doyurulması gerektiği anlamına gelmemektedir. Tıpkı diğer ihtiyaçlarımızın gerektiği kadar doyurulması normal kabul edildiği gibi; bu duygusal ihtiyacın da aşırı olmasından çok kararlı bir sürekliliğe sahip olması gerektiğini bilmekteyiz. Çocuğun bu aşırı ‘ilgi’ karşısında; aşırı bir ‘ilgilenilme’ ihtiyacı ile anne ve babanın hatta kimi zaman çevresindeki yakınlarının sürekli dikkatini çekmeye çalışması beklenen bir durum ortaya çıkarmaktadır. Böylelikle çocuk hem aile içerisinde hem de diğer topluluklarda yaşından beklenen düzeyde kendini ifade etmekten kaçınabilir ve isteklerini ifade edemeyebilir. Bu durum karşılıklı zor ve yorucu bir süreçtir. Çocuğun kendini ifade etmeden bir şeylerin fark edilmesini ve gerçekleştirilmesini istemesi; isteklerinin fark edilmediği ve yerine getirilmediği durumlarda huzursuzluk yaşamasına ve çevreye karşı öfke duymasına neden olur. Çevrenin bu tip bir durumda çocuğun kendini ifade etmesine izin vermesi ve isteklerini konuşarak ifade edebilmesi için beklemesi; çocuğun özgüven gelişimi ve sağlıklı ilişkiler kurabilmesi için gereklidir. Aksi taktirde anne ve babanın da çocuğa karşı bu tip bir hassasiyet içerisinde olması; sürekli yorucu bir çaba göstermesine neden olacaktır ve bu çocukla iletişimde olumsuz bir durum yaratabilmektedir. Buradaki problem, çocuğun ilgilenmekten çok ilgilenilmeyi benimseyerek bireyleşme ve beraberinde bağımsızlaşmaya olan isteğinin azalmasıyla gerçekleşir. Ayrıca anne ve baba da durmadan çocuklarının sürekli bir şeyler talep ettiğini; ‘şımarık’ olarak büyüdüğünü vurgulayabilmektedirler. Burada anne ve babanın çocuğun hangi davranışlarıyla nasıl dikkat çekmeye çalıştığını iyi gözlemlemesi; durumun olumlu ya da olumsuz bir dikkat çekme olup olmadığına göre doğru tepki verebilmeleri çocuğun olumlu kişilik kazanımları için gereklidir. Çocuğun ilgi çekerek ihtiyaçlarının karşılandığı durumlara sınır koyabilmek,isteklerini nedenleri ile birlikte konuşarak anlatabilmesi için teşvik etmek ve anne babanın her istenileni ‘şimdi ve burada’ olarak gerçekleştirmemesi, çocuğun ilgi çekme metodunu doğru şekilde kavramasına ve uygulayabilmesine yarayacaktır. Çocuk bu şekilde ilginin yeterliliğini özümseyecektir. Burada anne ve babanın neden bu şekilde davrandıklarını sorgularken; kendi anne ve babalık yeterliliklerindeki eksikliğe dair endişelerinin olup olmadığını gözden geçirmek; eğer varsa bunun ne kadar etkili olduğunu düşünmek gereklidir.
Anne-babalara tavsiyeler
· Temel olarak çocuğun her daim sevileceğini fark edebildiği bir ortamda yaşayabilmesi ilgi çekmenin bir hem çocuk hem de anne ve baba için problem olarak yaşanmamasını sağlamakta birincildir. Çocuğun her türlü duruma uygun tepki verebilen bir anne babaya sahip olması sürekli dikkat çekerek kendini onlara ispatlamasına gerek duydurmamaktadır.
· Çocuğun sürekli dikkat çekmeye çalışarak ilgiyi elde etmeye çalıştığı durumlarda aşırılık durumunda yapılacaklar önemlidir. Çocuğun olumlu davranışını ödüllendirmek önemlidir. Ancak bunun yoğun süreklilik göstermesi durumunda; sınırlandırmak ve yoğun ilgiyi azaltmak gereklidir. Bu olumlu yoksunluk halinde çocuk yaptığının abartılı olduğunu fark edecek ve gerekli zamanlarda gerekli miktarda ilgiden memnun olmaya başlayacaktır. Çünkü anne ve baba ona eğer uygun zamanda ve uygun miktarda tepki verirse; çocuk olumlu olanın değerini daha iyi kavrayacaktır.
· Çocuğa sadece ilgi çekmeye çalıştığında değil; günlük hayattaki her hangi bir durumda da ilgi göstermek gereklidir. Bu durumda çocuk sürekli ‘ilgi çekme’ye çalışmayı, iletişim için bir gereklilik olarak görmeyecektir.
· Çocuğunuz ile iletişiminizi sözel olarak sürdürmeye önem verin. Farklı olaylardan konuşmak; onu dinlemek ve sizi dinlemesini sağlamak birçok konuyu birlikte konuşabilmenizi ona ispat eder. Bu durumda ilgilenilecek birçok konunun olduğu; dolayısıyla biriyle ilgilenmenin ve dikkat çekmenin, başkası tarafından isteklerimizin anlaşılmasının doğal olarak konuşmada gerçekleşebileceğini ona gösterin ve kendini ifade edebilmesi yönünde onu motive etmeye çalışın.
· Bu konuda aile içerisinde ona model olmak da önemli bir yer tutmaktadır. Anne ve babaların kendi arasındaki iletişimin etkin olduğu; birçok konunun konuşarak ele alındığı durumlarda; çocuk bunun kendini ifade etme yolu olarak seçilebileceğini kavrayabilmektedir.
· Çocuğun ilgi çekmeye çalıştığı konular anne ve baba olarak ayırmak ve hangisinin kalıcı olarak ele alınması gerektiğine karar vermek önemlidir. Olumlu görülen durumu ödüllendirmek, onaylamak çocuk için cesaretlendirici ve güven veren bir hal yaratır. Olumsuzları ise görmezden gelmek davranışın değişmesine ve giderek yok olmasına neden olmaktadır. Bunun dışında çocuğun hiçbir davranışıyla ilgilenmemek onun için sürekli varlığını ispat etmeye çalışacağı yorucu bir durum oluşturacaktır. Bunun önceden fark edebilmek ve fark edildiğini gösterebilmek de önemlidir.Ancak çocuğa bu yönde davranırken tutumları aynı şekilde düzenlemek de güven hissini pekiştirmektedir.
Emre Altınel
Psikolog
© 2018 Arda Çocuk Yayın Dağ. San. ve Tic. Ltd. Şti. Tüm hakları saklıdır.